Nazlıcan Ölçek ile Özel Röportaj: "Hedefim Parmakla Gösterilen Bir Şutör Olmak"

nazlıcan ölçek


Sporda Manşet olarak kadın basketbolunun başarılı isimlerinden Nazlıcan Ölçek ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. BOTAŞ altyapısından Antalya 07 Basketbol'a uzanan kariyerini, İzmir günlerini ve gelecek hedeflerini anlatan Ölçek, samimi açıklamalarda bulundu.

Röportaj: Esra Çay

Kadın basketbolunda istikrarlı performansıyla dikkat çeken Nazlıcan Ölçek, kariyer basamaklarını Sporda Manşet okurları için anlattı. 12 yaşında başlayan basketbol tutkusunu, ailesinden ayrı geçirdiği yılları ve bir şutör olarak hedeflerini konuştuğumuz bu keyifli röportajla sizleri baş başa bırakıyoruz.

Nazlıcan Ölçek Kimdir?

Bize biraz kendinden bahseder misin?

Herkese merhabalar. 22 Mayıs 1995 Çorum doğumluyum, ailemle birlikte burada yaşıyorum. 1.87 boyundayım. 12 yaşımda basketbol oynamak için Antalya’ya gittim ve o günden sonra hayatım tamamen değişti. 13 senedir ailemden ayrı, tek başıma yaşıyorum. Hayatımı kendim şekillendirmeyi öğrendim ve hala da öğrenmeye çalışıyorum.

Basketbol dışında gezmek en sevdiğim şeylerin başında geliyor; kendimi geliştirmeye ve yeni yerler keşfetmeye bayılırım. Kendimi "gezgin" olarak tanımlıyorum kesinlikle. Yakın arkadaşlarım benim için her şeydir. Bu arada küçük bir not; 12 yaşımdan beri lakabım "Nazo"dur.

Basketbola Başlangıç Hikayesi

Klasik ama önemli bir soruyla devam edelim. Basketbola nasıl başladınız?

Maceram 12 yaşımda Antalya’ya amcamların yanına gittiğimde başladı. Orada bir ağabey yanıma geldi, boyumun uzunluğu üzerine sohbet ettik. Babamla konuştuğunda, spor bursuyla okullara girebileceğimi, en azından denememizi tavsiye etti. Benim inandığım bir "kader noktası" vardır ve benimki o gün gerçekleşmişti.

Antalya Koleji’ni duymuştuk, babamla oraya gittik. Konuştuk, haziran ayıydı ve 2 ay kampa katılmamı istediler. O 2 aydan sonra Antalya Koleji’nde basketbol oynamak için orada kaldım ve hiçbir zaman pişman olmadım. Hep daha iyisini yapmaya çalıştım, kendimi zorladım. O okula ilk adımımı attığımda kendime bir söz vermiştim ve bunu tuttum. 2. senemde, yani 8. sınıfta Milli Takım seçmelerine gittiğimde o atmosferi görünce "Ben bu işi bırakıp pes edenlerden olmayacağım" dedim. Şu an başladığım ve başardığım şeyler için inanılmaz mutluyum. Hırsımın yanı sıra şansımın da etkisi oldu diyebilirim.

Ailenizin bu sürece tepkisi ne oldu?

Ailem benim her zaman arkamdaydı. Babam, annem ve kardeşim her kararımda destekçim oldular. Onların söyledikleri benim için çok değerli. Özellikle babam da spor yaptığı için bunu başarmamı en çok isteyen oydu. Onların desteği bana güç verdi. Hala oturup konuştuğumuzda, iyi ki bazı şeyleri feda edip küçük yaşta ailemin yanından ayrılmışım, iyi ki hayatımda o büyük adımı atmışım diye konuşur, güleriz. Çocukken sevdiklerimizden ayrılmak zordur ama kendimize inandığımız sürece her şeyi başarabilmek mümkün.

BOTAŞ ve Profesyonellik

2013-2014 yılları arasında BOTAŞ’ta basketbola başladınız. Kulübün bugüne gelmenizdeki etkisi nedir?

18 yaşımda liseden mezun olduğumda BOTAŞ’tan gerçekten çok iyi bir teklif gelmişti. Türkiye’nin sayılı kulüpleri arasında yer alan bir camia. Çok mutlu olmuş ve heyecanlanmıştım. Lise takımından profesyonel bir takıma geçişin nasıl olacağı konusunda endişelerim vardı ama gittiğimde harika arkadaşlıklar kurdum ve inanılmaz maçlar çıkardık.

Hayatımın ilk profesyonel tecrübesiydi. Organizasyon yapısı ve takım arkadaşlarım açısından benim için heyecan verici bir seneydi. "Gidip görmem gerekiyormuş bazı şeyleri" dedim ve hiç tereddüt etmeden BOTAŞ’a gittim. Oradaki tecrübelerim ve öğrendiklerim çok farklı olduğu için BOTAŞ kariyerim kesinlikle unutulmayacak bir dönemdi.

"Her Sporcunun Hayali Ege'de Oynamaktır"

Daha sonra Urla Eda Spor ve ardından 2017-18 sezonunda Bayraklı Belediyesi ile İzmir’e dönüş yaptınız. Şehre geri dönmek nasıldı?

Aslında o sene içimde hep bir İzmir isteği vardı. Urla’dan sonra hiç yabancılık çekmedim. Bayraklı Belediyesi gerçekten çok profesyonel bir kulüp. Özellikle sezon ortasında transfer olup takıma adapte olmak oyuncular açısından zordur ama ben bir zorluk yaşamadım. Her şey çok organizeydi. Hep birlikte güzel maçlar kazandık. "Her yerin bir güzelliği var" derler, bu çok doğru; ama İzmir’de oynamanın ayrı bir güzelliği var. Benim düşünceme göre her sporcunun hayalidir Ege tarafında oynamak.

Hedef: Süper Lig ve İyi Bir Şutör Olmak

Hali hazırda Antalya 07 Basketbol forması giyiyorsunuz. Takım olarak hedefleriniz nelerdir?

Yalova'da başlayıp tekrar ikinci memleketim sayılan Antalya’ya dönmek beni aşırı motive etti. Bildiğim insanlar, tanıdığım antrenörüm Rıza abi olunca adaptasyon sorunu yaşamadım. Takım olarak hedefimiz her zaman Play-off oynamak ve lige çıkmaktı. Buna göre çalıştık, birbirimize kenetlendik. Ancak maalesef pandemi süreci en önemli Play-off zamanımıza denk geldi ve bu durum bizi kötü etkiledi. Yine de "hayırlısı böyleymiş" diyoruz.

Bireysel kariyer hedefleriniz neler?

Bireysel olarak eksik bulduğum yönlerimi geliştirmeyi hep kafama takmışımdır. Bunun için özel olarak çabukluk ve kuvvet idmanlarını kaçırmam, hala da ekstra çalışmalara devam ediyorum. İnsanın belli hedefleri olmalı; hedefiniz olmadan nereye gittiğinizi göremezsiniz.

Ben iyi bir şutörüm, bunu biliyorum. Bunun üzerine ekstralar koydukça hedeflerime daha da yaklaşacağım. Öncelikli hedefim; ligler arasında herkesin parmakla göstereceği bir şutör olmak.

Sporda Manşet okurlarına en büyük hayalinizi anlatır mısınız?

Hayallerim aslında sürekli değişiyor, bazen ben de şaşırıyorum. En ufak bir olay bile hayallerinizi yeniden şekillendirmenizi sağlayabiliyor. Şu anki en büyük hayalim; sevdiğim işi yaptığım, ailemin yanımda olduğu, mutlu ve huzurlu bir hayat sürmek.

Pandemi Süreci ve Karantina

Covid-19 salgını nedeniyle yaşanan karantina sürecini bir sporcu olarak nasıl geçirdiniz?

Sürecin böyle geçeceğini hiç tahmin etmemiştim ama sıkılmadım bile; her zaman oyalanacak bir şeyler buldum. Bu süreç bana gerçekten çok iyi geldi. Boş oturmak yerine sürekli idman yaptım. İnternet üzerinden bir antrenörle her gün çalışarak kendimi zinde tuttum. Her an sezon başlayacakmış gibi kendimi hazır hale getirdim. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım. Tek kelimeyle benim için verimli geçti.

Son olarak Sporda Manşet Dergisi’ni takip ediyor musunuz?

Evet, özellikle salgın döneminde hepimiz sosyal medyayla daha çok ilgilenir olduk. Aklıma geldikçe sayfanıza girip bakıyorum. Severek takip ediyorum ve herkesin de keyifle okuduğunu düşünüyorum. Biz sporcular olarak böyle dergiler her zaman ilgimizi çekiyor. Ben de sizi severek takip edenlerdenim.

Hiç yorum yok