Duru ESKİ: "Yıldızlar maç kazandırır ama takım oyunu size şampiyonluk getirir."



Türkiye'de voleybolun yükselişi hız kesmeden devam ederken, parkelerin geleceği olan genç yıldızların hikayeleri merak konusu oluyor. Biz de, Fenerbahçe II Kadın Voleybol Takımı'nın başarılı smaçörü Duru ESKİ ile kariyer yolculuğunu, hedeflerini ve sahadaki ruh halini konuştuk.

Kastamonu'nun küçük bir spor kulübünden, ulusal formaya uzanan yolculuğunu, Fenerbahçe gibi büyük bir camiada omuzladığı sorumlulukları ve hem öğrencilik hem de profesyonel spor hayatını nasıl dengelediğini anlatan genç oyuncu; Milli Takım heyecanından koçlarından aldığı en değerli derslere kadar samimi açıklamalarda bulundu.

Yoğun antrenman temposu, kritik anlarda baskıyla başa çıkma yöntemleri ve yeni başlayanlara ilham olacak üç altın tavsiyesi... Voleybol hayatının bir film olsaydı başlığının neden "Nereden Nereye" olacağını açıklayan bu genç yeteneğin tutku, azim ve umut dolu hikayesine yakından bakalım.

1. Voleybola başlama hikayeniz nasıl oldu? Kastamonu Doğa Gençlik ve Spor Kulübü altyapısında yetişmek size neler kattı ve profesyonel kariyeriniz için nasıl bir zemin hazırladı?

Voleybola başlamamdaki ana karakter aslında ablam. Biz 3 kardeşiz ve hepimiz hiperaktif bir çocukluk geçirdiğimiz için ve sporcu bir aileden gelmiş olmamızın verdiği çoğu yeteneklere dayanarak aklınıza gelebilecek çoğu sporu küçük yaşta deneme fırsatımız oldu (tenis, jimnastik, yüzme, basketbol, badminton, kayak ve snowboard gibi). Ama benim ilkokul dönemlerimde ablamı ortaokul voleybol antrenmanlarına giderken görmem ve ona eşlik etme hevesim beni voleybola götüren en ana unsur oldu.

Kastamonu Doğa Gençlik ve Spor Kulübü'nde yetişmek ve büyümek benim için çok onur verici. Küçük bir şehirdeyseniz ve oradan fark edilip parlayabilmek gerçekten çok önemli. Doğa Gençlik ve Spor Kulübü bu işte gerçekten Kastamonu için önemli rol oynuyor ki ortaokul yaşlarımda bütün Türkiye şampiyonalarına ve okul turnuvalarının hepsine katılma şansı elde ettim. Bu yolda bana eşlik eden aileme, hem de bahsettiğimiz o zamanlardan beri Kastamonu'dan voleybolcu yetiştirmek için tekrar aktif hâle getirilen babam Tolga Eski'ye, aynı şekilde üzerimde büyük emeği olan Bilal Kunt öğretmenime ve diğer bütün antrenörlerime çok teşekkür ederim.


2. 16 Yaş Altı Kız Millî Takımı aday kadrosuna çağrılmak nasıl bir duyguydu? Millî formayı giymenin getirdiği sorumluluk ve heyecan hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Tabii ki her kız çocuğu gibi benim de en büyük hayalim millî formaydı. O zamanlar küçüktüm ve heyecanımın zirve olduğu dönemlerdi, dün gibi hatırlıyorum çağrıldığım günü. Kendim ve ailem için gurur verici tarif edilemez bir duyguydu.


3. Şu anda Fenerbahçe II'de smaçör olarak görev yapıyorsunuz. Takımdaki rolünüz, sorumluluklarınız ve genç bir oyuncu olarak bu büyük kulübün bir parçası olmanın baskısı/motivasyonu nedir?

Fenerbahçe Spor Kulübü'ndeki 4. sezonuma giriyorum, bu sene artık burası bir aile, bir yuva oldu benim için. Bu büyük camianın içinde olmaktan ve bir parçası olmaktan çok mutluyum öncelikle. Getirdiği sorumluluklarda ise o nadide çubuklu formayı hakkıyla taşımak ve bunu sahaya yansıtmak olduğunu düşünüyorum. Bu sene Fenerbahçe Kadın Voleybol 1. Lig takımı olarak da bunu başaracağımıza gönülden inanıyorum.


4. Smaçör olarak kendinizi en güçlü hissettiğiniz yönler neler? Geliştirmeniz gerektiğini düşündüğünüz ve bu sezon özellikle üzerine çalıştığınız beceriler var mı?

Kendimi en güçlü hissettiğim yönüm şüphesiz servis karşılama diyebilirim, buna ek olarak hükûmda topu kullanma ve oyun okuma yönlerimi ekleyebilirim. Bu sezon hem defans hem de hükûm benim için fark etmiyor, her gün antrenmanda ve maçlarda öğrendiğim yeni bilgiler ve tecrübeler benim için hepsi birer altın değerinde.


5. Kariyeriniz boyunca çalıştığınız koçlardan size en çok ilham veren veya en çok katkı sağlayan kim oldu? Koçunuzun size öğrettiği en önemli ders neydi?

Spesifik olarak birini söyleyemem ama şu ana kadar çalıştığım koçların hepsinden de çok memnunum, bana hepsinin bireysel olarak çok şey kattığını düşünüyorum. Buradan yaklaşık üç senedir çalıştığım Ayhan abime çok teşekkür ederim. Buna ek olarak benim kariyerimde voleybolu, hem saha içi hem saha dışı mental fiziksel her konuda daha iyi anlamamı sağlayan ve gerçekten büyük bir yardımcı, destekçi, koç, antrenör, psikolog, motive kaynağı artık siz ne demek isterseniz Aykin abime de çok teşekkür ederim.


6. Hem okul/özel hayatı hem de profesyonel voleybolu bir arada yürütmek nasıl bir denge gerektiriyor? Bir gününüz nasıl geçiyor ve bu tempoyu sürdürmenin sırrı nedir?

Tabii ki bu tempo çok zor. Aynı zamanda 2. sınıf fizyoterapi ve rehabilitasyon öğrencisiyim, okulda öğrendiğim bilgiler de benim için hem spor açısından hem de mesleki kariyerim açısından çok önemli. Bu yüzden her ne kadar zor olursa olsun bir şekilde hem özel hayatı hem de spor kariyerimi dengeli bir şekilde sürdürmeye çalışıyorum.


7. Sahaya çıktığınızda veya zorlu bir antrenmanda sizi en çok motive eden şey nedir? Hangi voleybolcuları veya sporcuları kendinize örnek alıyorsunuz?

Beni çok motive eden şey bu spora olan bağlılığım sanırım. Çünkü voleybolu bıraktığımı düşünemiyorum bile. Örnek aldığım birden çok isim var; hem oyun tarzım ve mevkiim, hem fiziksel açıdan benzediğim insanlar olarak Gabi, İlkin, Yaprak gibi görüşü iyi olan sporcular sayabilirim.


8. Maç sırasında veya kritik anlarda oluşan baskıyla nasıl başa çıkıyorsunuz? Hata yaptığınızda kendinizi nasıl toparlıyor ve bir sonraki sayıya odaklanıyorsunuz?

Bu baskının alışılmış olduğunu düşünüyorum. Ben kendim adına eskiye göre daha sakin bir duruşum var ve bu da önemli ve zor maçlarda almış olduğum sorumluluğun bir karşılığı olduğunu varsayıyorum. Hata yaptığınızda aslında maçın devam ettiğini ve o an içeride sizin, kendinizin oynadığınızı unutmamanız, bir sonraki sayıda çok daha iyisini yapabileceğinizi bilginizle iç seslenmeniz, kendi emininizle bu olayı daha basite indirgeyebiliyor.


9. Maç sırasında bir smaçör olarak topu gördüğünüzde aklınızdan neler geçer? Bir sayıyı bitirme anında hissettiğiniz en yoğun duygu nedir?

Tabii ki sayıyı kendiniz aldığınızdaki duygu mutluluk çok güzel ama sonuç olarak bir takım oyunu oynuyoruz ve ralliler esnasında top neredeyse sahadaki herkese değebiliyor. Bu yüzden kendim sayı alsam da takım arkadaşlarım alsa da istatistikte benim için çok önemli olmuyor. O gün maçta üzerinize düşen görevi doğru bir şekilde yapmalısınız. Günün sonunda bu sporda takım arkadaşlarınız olmazsa siz bir hiçsiniz. Koçumuz Ayhan abinin bir lafı vardır hiç unutmam: "Yıldızlar maç kazandırır ama takım oyunu size şampiyonluk getirir."


10. Sizin gibi voleybola yeni başlamak veya profesyonel olmayı hedefleyen genç sporculara verebileceğiniz en değerli üç tavsiye ne olur?

En değerli üç tavsiyem:

  • Kesinlikle çok çalışmak

  • Ne olursa olsun pes etmemek

  • Zorluklar karşısında sıkı durmayı bilmek olurdu.


11. Kısa vadede Fenerbahçe A Takımı kadrosuna girmek gibi hedefleriniz var mı? Uzun vadede kariyeriniz için belirlediğiniz en büyük hedef nedir (örneğin, A Millî Takım, yurt dışı deneyimi)?

Evet, Fenerbahçe A Takımı kadrosuna girmek hedeflerim arasında kesinlikle. Uzun vadede ilerleyen dönemlerde yurt dışını, özellikle Avrupa'daki bazı ligleri deneyimlemek gerçekten çok istiyorum.


12. Son dönemde Türk voleybolunun dünya çapındaki yükselişi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu yükselişte genç bir oyuncu olarak kendinizi nerede görüyorsunuz?

O anda rövanşa geçen bir spor oldu voleybol ve o dönemlerde ben Kastamonu'da yeni yeni voleybola başlıyordum. A Millî'deki ablalarım bu konuda benim için büyük örnek ve motivasyon oldukları için çok mutluyum. Genç bir sporcu olarak çok göz önünde olan ve bilinen bir sporda güzel yerlere neden ulaşmayayım diye düşünüyorum.


13. Yoğun antrenman ve maç takvimi içinde fiziksel ve zihinsel sağlığınızı korumak için neler yapıyorsunuz?

Yoğun şekilde antrenman ve maç programının zıttı olarak bu dönemlerde dinlenmeyi bilmek çok önemli. Vücudunun o gün neye müsait olup olmadığını kendiniz karar vermelisiniz.


14. Kariyerinizde TVF Spor Lisesi ve Fenerbahçe II gibi kulüplerde yer aldınız. Bir kulüp seçerken veya transfer kararında sizin için en önemli kriterler neler oluyor?

En önemli kriterler nerede daha mutlu olacaksam ve kariyerimin nerede daha iyi olacağını, nerede daha fazla gelişeceğimi düşünüyorsam genellikle orası oluyor. Bunları göz önünde bulunduruyorum.


15. Voleybol hayatınızın bir film olsa, başlığı ne olurdu ve bu filmden seyircilerin en çok hangi duyguyu almasını isterdiniz?

Bence filmin başlığı "Nereden Nereye" olabilirdi çünkü voleybola başlarken bu kadar ilerleyebileceğim aklımın ucundan geçmezdi ama her şey bir anda oldu, zaman çok hızlı akıp geçti ve şimdi buradayım. Bu filmden seyircilerin nerede doğduğun değil nasıl geliştiğin önemli ana fikriyle umut duygusu aşılamak isterdim.

Hiç yorum yok