TÜRKİYE'NİN DÜNYA KUPASI SERÜVENİ: Geçmişten 2026 Hedefine
2026 yılının Haziran ayında Kanada, Meksika ve ABD'nin ev sahipliğinde gerçekleşecek Dünya Kupası için eleme maçları kapsamında birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de liglere ara verildi. Biz de bu aradan faydalanarak Türkiye'nin geçmişte katılmaya hak kazandığı Dünya Kupası serüvenlerini hatırlayacağız.
A Milli Futbol Takımımız bu yıl 23. kez düzenlenecek Dünya Kupası'na toplamda üç kez katılma hakkı elde etti: 1950, 1954 ve 2002. Ancak, 1950'de Brezilya'nın ev sahipliği yaptığı turnuvaya katılma hakkı kazandığı halde ekonomik sebeplerden ötürü gidemedi.
1950 Brezilya: Katılım Hakkı, Ekonomik Çekilme
İkinci Dünya Savaşı nedeniyle ertelenen Dünya Kupası, 12 yıl aradan sonra Brezilya'nın ev sahipliğinde düzenlendi. Türkiye, elemelerde Avusturya'nın çekilmesiyle Suriye ile karşılaştı ve rakibini 7-0 yenerek Dünya Kupası'na katılım hakkı elde etti. Ancak daha önce de belirtildiği gibi, ekonomik sıkıntılar nedeniyle turnuvadan çekildi. Sadece 13 takımla oynanan turnuvayı, ev sahibi Brezilya'yı efsanevi Maracana Stadyumu'nda 2-1 mağlup ederek kupayı ikinci kez müzesine götüren Uruguay kazandı.
1954 İsviçre: Kura ile Gelen İlk Katılım
Avrupa elemelerinde Yunanistan ve İspanya ile aynı grupta yer alan millilerimiz, komşuyu iki maçta da yenerek avantaj yakaladı. İspanya'nın da Yunanistan'ı iki maçta yenmesiyle iş, Türkiye ve İspanya arasında oynanacak müsabakalara kaldı. Madrid'deki ilk maçı 4-1 kaybeden millilerimiz, İstanbul'da oynanan rövanş maçını 1-0 kazandı.
O zamanlar gol averajı uygulaması yoktu ve puanlar eşitti. Bu durum, iki takımın İtalya'nın Roma şehrinde play-off maçı oynamasına karar verilmesine yol açtı. İşin ilginç yanı, bu maç da 2-2 bitti. O dönemde penaltı atışları da olmadığından, kural gereği beraberlik halinde kura çekimi yapılıyordu. FIFA görevlisinin kutuyu uzattığı çocuğun "Türkiye" yazan kağıdı çekmesiyle, tarihimizde ilk kez Dünya Kupası'na katılmış olduk.
İtalyan teknik adam Sandro Puppo'nun önderliğinde ve Lefter Küçükandonyadis'in kaptanlığında maçlara çıktık. Batı Almanya, Macaristan ve Güney Kore ile beraber 2. grupta yer aldık. Turnuva tarihindeki ilk galibiyetimizi Güney Kore'ye karşı 7-0'lık skorla aldık. O zamanki statü gereği, grupta dört takım olmasına rağmen her takım iki maç yapabiliyordu. İkinci maçımızı Batı Almanya ile oynadık ve 4-1 kaybettik. Ardından yine Batı Almanya'ya bu kez play-off'ta 7-2 kaybederek ilk kez katıldığımız Dünya Kupası'na veda ettik. Batı Almanya ise finalde, grubumuzda yer alan dönemin dev ekibi Macaristan'ı 3-2 mağlup ederek şampiyon oldu.
2002 Güney Kore ve Japonya: Dünya Üçüncülüğü ile Gelen Efsane
Avrupa elemelerinde grubunu ikinci bitiren millilerimiz, baraj maçında karşılaştığı Avusturya'yı 1-0 ve 5-0'lık skorlarla geçerek 48 yıl aradan sonra Dünya Kupası biletini aldı ve bize büyük bir heyecan yaşattı. Çekilen kura sonucu son Dünya Kupası finalisti ve her daim favori olan Brezilya ile aynı gruba düştük. Diğer rakiplerimiz Kosta Rika ve Çin'di.
Şenol Güneş yönetimindeki bu jenerasyona güveniyorduk. İlk maçı Brezilya ile oynayacaktık. Maçın ilk yarısı bitimine yakın Hasan Şaş'ın golüyle 1-0 öne geçtik. İkinci yarıda Rivaldo'nun kurnazlığı ve hakem yönetimi sonucu gelen 2-1'lik mağlubiyetle yenilsek de umutluyduk. Kosta Rika maçından beklenen galibiyet gelmedi ve 1-1 berabere kaldık.
Son maçlara girerken gruptan çıkma akıbetimiz, gruptan çıkmayı garantileyen Brezilya'nın elindeydi. Gol averajı kuralı gereği, bizim Çin'i üç farkla yenmemiz ve Brezilya'nın da Kosta Rika'yı en az üç farkla yenmesi gerekiyordu. Nitekim ikisi de gerçekleşti: Biz Çin'i 3-0 ile geçtik, Brezilya ise Kosta Rika'yı 5-2 ile geçti ve son 16 turuna kaldık.
Son 16 Turu
Bu turda grubunu lider bitiren ev sahibi Japonya'yı, Miyagi Stadyumu'nda 12. dakikada Ümit Davala'nın golüyle 1-0 mağlup ederek çeyrek finale çıktık.
Çeyrek Final
Japonya'nın Nagai şehrindeki Yammar Stadyumu'nda rakibimiz, turnuvanın sürpriz ekiplerinden ve kendi grubunda Fransa'yı mağlup etmiş Senegal'di. Normal sürede eşitlik bozulmayınca uzatmaya gidildi. O zamanlarda altın gol kuralı vardı (uzatma anında golü atan takım maçı kazanır). Dakikalar 94'ü gösterdiğinde İlhan Mansız'ın altın golüyle resmen yarı finaldeydik.
Yarı Final
Yarı finalde bir kez daha rakibimiz Brezilya idi. Saitama'da oynanan maçta Ronaldo'nun tek golüne engel olamayarak maçı 1-0 kaybettik. Diğer yarı finalde ise Almanya, Güney Kore'yi geçerek finale yükseldi.
Final / Üçüncülük Maçı
Finalde Brezilya, Almanya'yı geçip kupaya uzanırken; biz de Güney Kore'yi 3-2 yenerek Dünya Üçüncüsü olduk ve adımızı dünya futbol tarihine altın harflerle yazdırdık.
Sonuç ve 2026 Dünya Kupası Hedefi
Bütün dünyanın bizi hayranlıkla izlediği, seyirci sıkıntısı çekmediğimiz ve büyük bir başarı elde ettiğimiz bir turnuva olan 2002 Dünya Kupası'nın ardından 24 yıl geçmesine rağmen bir daha katılım sağlayamadık. Umarım hem yaşadığımız başarılardan hem de başarısızlıklardan ders alırız ve kötü başladığımız 2026 Dünya Kupası elemelerinin sonunda turnuvaya katılmaya hak kazanan takımlardan biri biz oluruz.
Ahmet Faruk BALAK
Yorum Yap