NBA Neden Eskisi Gibi Keyif Vermiyor? 90'lar ve Günümüz Basketbolu Karşılaştırması



Yazan: Yalçın ŞİŞMAN

Benim gibi 90’larda çocukluğunu ve ergenliğini yaşamış olan basketbol severler o günleri çok iyi hatırlayacaktır. Biz, NBA final serilerini izlemek için gece saat 04.00’te uyanıp, TV karşısında 3 saat maç izledikten sonra kahvaltı edip okula giden çocuklardık. İnanılmaz bir heyecan duyar, büyük bir keyifle maçları takip ederdik. Sonrasında da okulda arkadaşlarımızla hararetle maç kritikleri yapardık.

İnternetin ve imkanların kısıtlı olduğu o dönemde, bir maçı başından sonuna kadar 3 saat oturup sıkılmadan izleyebiliyorduk. Şimdi ise her şeye erişim var ama kimse hiçbir maçı tam olarak izlemiyor. Bütün maçların özetleri internette mevcut ve genelde sadece bu özetlere bakılıp geçiliyor. NBA’in o eski büyüsü sanki kaçtı gibi geliyor bana. Sizce de öyle mi? Eğer sorun bende değilse ve haklıysam, o zaman asıl soru şu: NBA’de bir şeyler yanlış mı gidiyor?

Dennis Rodman ve Modern Basketbol Eleştirisi

Kendi fikirlerimden önce tezimi destekleyen birkaç örnek sunmak isterim. Örneğin 90’ların sansasyonel adamı; değişik saçları, karakteri, kavgaları ve hırsı ile ünlü Chicago Bulls yıldızı Dennis Rodman, yaptığı bir açıklamada şu ifadeleri kullanmıştır:

“Stephen Curry ile başlayan uzun mesafeli şutlardan dolayı, Curry basketbolun keyfini bozdu ve artık NBA maçı izlemekten keyif almıyorum.”

Sizce Rodman bu konuda haklı olabilir mi?

NBA Reytingleri ve İzlenme Oranları Düşüyor mu?

Resmi olarak yapılan açıklamalarda, NBA izlenme oranlarının her geçen sene daha da düştüğü belirtilmiştir. NBA yönetiminin ciddi olarak bu konuda çözüm arayışında olduğu da herkesçe az çok bilinmektedir. Neredeyse her sene All-Star formatı üzerinde yapılan sürekli değişim çabasını herhalde herkes görüyordur. Yönetim, seyirciyi tekrar ekrana kilitlemenin yollarını arıyor.

Peki 90'lar ve günümüz için bir NBA kıyaslaması yaparsak sorunun kaynağını bulabilir miyiz? Gelin maddeler halinde inceleyelim.

1. Yıldız Oyuncular ve Karakter Farkı

90'larda gerçek anlamda bir yıldız yağmuru vardı. Öncelikle bir efsane, Michael Jordan vardı. Ardından her biri ayrı değerde, ciddi anlamda özel oyuncular sahne alırdı. Hakeem Olajuwon'ı, Charles Barkley'i, Patrick Ewing'i, Reggie Miller'ı, Karl Malone'u; sonraki dönemde de Kobe Bryant, Shaq, T-Mac gibi sayısız ismi kim unutabilir?

Günümüzde de takımını taşıyan, istatistikleri harika oyuncular var ama o "yıldız tozu", karakter ve ışık birçoğunda yok. Fenomen oyuncu eksikliği hissediliyor. Hâlâ LeBron James basketbolu bırakmasın diye çaba harcayan bir NBA yönetimi var. Sizce neden hâlâ o bırakmasın istiyorlar? Çünkü alternatifi yok! Onlar da bunun farkında.

2. Efsanevi Koçlar ve Ağırlıkları

Geçmişte karizması, takımı üstünde ağırlığı ve sonuçlara etkisi çok fazla olan koçlar vardı. Phil Jackson, Pat Riley, Jerry Sloan gibi isimlerin bir felsefesi, sistemi ve ciddi anlamda ağırlıkları mevcuttu. Günümüzde koçların etkisi, yıldız oyuncuların gölgesinde kalabiliyor.

3. Takım Oyunu vs. Bireysellik

90'larda takımların belirgin bir oyun karakteri vardı. Takımlar; yıldızlar, onları tamamlayan yan parçalar ve koç olarak bir bütündü. "Takım oyunu" kavramı ön plandaydı. Bugün ise tamamen bireyselliğe ve olabildiğince uzak mesafe şutlara (three-point) kurulu bir düzen var.

4. EuroLeague Disiplini ve NBA

Emin olun, EuroLeague'deki en iyi takımı NBA ligine alın, kesinlikle başarılı olacaktır. Çünkü Avrupa seviyesindeki takımlarda bir sistem, takım kavramı ve disiplin var. Bilmem farkında mısınız? Şu an NBA'deki en iyi isimlerin çoğu Avrupalı oyuncular (Jokic, Doncic, Giannis vb.). Sizce bu bir tesadüf mü?

5. Savunma Nereye Gitti?

Şu an göz boyayan dış şutlar, bireysel oyunlarla gelen havalı sayılar ve aşırı olduğunu düşündüğüm bir skor durumu var. Maçların bu kadar yüksek skorla bitmesi bana hiç kaliteli veya doğal gelmiyor. Nerede o sert savunma, nerede takım oyunu, nerede bu işin rekabetçi kimliği?

6. Ezeli Rekabetler

90'larda takımlar ve oyuncular arasında kıran kırana bir ezeli rekabet durumu vardı. Şimdi böyle bir atmosfer pek kalmadı. Örneğin, eski bir Lakers - Celtics maçı, Türkiye'deki Galatasaray - Fenerbahçe derbisi havasındaydı.

Sonuç: Z Kuşağı ve Basketbolun Geleceği

Günümüzde her şeyi hızlı tüketme moduna sahip bir Z kuşağı mevcut. Bunu görmezden gelemeyiz. Her alanda, her şeyin sonucuna ve özetine odaklı yaşayan bir kuşak var. Bu kitleyi mutlu etmek, ekrana kilitlemek ve o maçın esas keyfine varmasını sağlamak artık çok zor.

Ancak gerçek basketbol severleri, o eski büyüye bağlı olanları tekrar kazanmak mümkün olabilir. Basketbolun zirvesi olarak görülen NBA organizasyonunu, tekrardan eski havasına en azından yaklaştırmak için köklü değişimler şart gibi görünüyor.

Hiç yorum yok