Begün Özsu: Üzülerek söylemeliyim ki ülkemizdeki eğitim sistemi sizi bir seçim yapmak zorunda bırakıyor.

 


1)     Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

20 yaşındayım. Atılım Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon 2. Sınıf öğrencisiyim. TED Ankara Kolejliler Spor Kulübünde profesyonel olarak voleybol oynuyorum. Voleybola 11 yaşında başladım. 6 yıl İlbank Spor Kulübünde oynadıktan sonra bu senenin başında TED Ankara Kolejliler Spor Kulübüne transfer oldum.

2)     Voleybola ilginiz ne zaman başladı?

Voleybola ilgim ilkokuldaki beden eğitimi öğretmenim sayesinde başladı ama belki de en önemli etken babamın da eski bir voleybolcu olması diyebilirim.

3)     Spor yaşantınızı şekillendiren, size yol gösteren bir meslektaşınız oldu mu?

Spor yaşantımı şekillendiren tabii ki antrenörlerimdi. İyi bir antrenör, sporcunun hayatındaki en önemli kişidir. Onlar size doğru yolu gösterir ama ne kadar ileri gideceğiniz tamamen sizin elinizdedir.

4)     Aynı zamanda Atılım Üniversitesinde Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümünde eğitiminize devam ediyorsunuz. Bu bölümü tercih etmenizin sporla ilgilenmenizle bir alakası var mı?

Bu bölümü seçmemin en büyük nedeni voleybolu bıraktıktan sonra da sporun içinde kalıp sporcularla birlikte çalışmak istemem oldu. Maalesef sakatlık sporun doğasında var ve defalarca sakatlanan biri olarak o sporcuları kimsenin benden iyi anlayamayacağını düşündüm. Bu yüzden de bu mesleği seçtim.

5)     Spor ve üniversite eğitimi arasında seçim yapmak zorunda hissettiğiniz oldu mu?

Üzülerek söylemeliyim ki ülkemizdeki eğitim sistemi sizi bir seçim yapmak zorunda bırakıyor. Ben de bu ikilemi fazlasıyla yaşadım çünkü her gün antrenman, maç veya deplasman derken okula gitmeniz zorlaşıyor. Ancak bir şeyi gerçekten istedikten sonra ne kadar zor ve yıpratıcı olsa da başarıyorsunuz. Belki kendinizden çokça fedakârlık yapıyorsunuz ama hedeflerinize ulaşmak için bunu göze alabiliyorsunuz.

6)     Sahada oynamayı en çok sevdiğiniz pozisyon nedir?

Voleybol kariyerime orta oyuncu olarak başladım ama şu an köşe oynuyorum ve bu durumdan çok mutluyum.

7)     Henüz çok gençsiniz. İleride başka bir meslek dalına yönelmeyi düşünüyor musunuz?

Şu anki hedefim voleybol kariyerime devam etmek ama voleybol hayatım bittikten sonra kendi mesleğimi, yani fizyoterapistlik yapmak istiyorum.

8)     Özellikle takım sporlarında ekip ruhunu yakalamak çok önemli. Kulübünüzde ekip ruhunu yakaladığınızı düşünüyor musunuz?

Takım sporlarındaki en önemli şeyin ekip ruhu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu sene de bu ruhu çok iyi yakaladık. Galibiyetlerde ve mağlubiyetlerde hep takım olduk. Asla birbirimize olan inancımızı, güvenimizi kaybetmedik ve her zaman birbirimize inandık. Hatta bir takımdan da fazlası, bir aile olduk.

9)     04.01. 2020 tarihinde TED Ankara Kolejliler Spor Kulübü olarak İlbank Spor Kulübü ile maça çıktınız. Eski takımınıza karşı oynamak sizde nasıl bir his uyandırdı?

Eski takımına karşı oynamak her zaman farklıdır. Çünkü yıllardır birlikte oynadığınız insanların karşınızda olması, size yıllarca emek veren antrenörlerinize karşı oynamak heyecan vericidir. Bunun heyecan verici olmasının sebebiyse aslında her yaptığınız olumlu harekette içten içe sizinle gurur duyduklarını bilmenizdir. İşte bu da çok güzel bir duygu.

10)  Sizi en çok gururlandıran başarınızı bizimle paylaşır mısınız?

Daha TED Ankara Koleji 8. Sınıf öğrencisi iken ilk ödülüm olan yılın sporcusu ödülünü almak gerçekten benim için en gurur verici anlardan biri olmuştu.

11)  Sporda Manşet Dergisi’ni takip ediyor musunuz? Görüş ve önerileriniz nelerdir?

Ülkemizde amatör sporların bu kadar geri plana atıldığı bir dönemde Sporda Manşet Dergisi olarak yaptığınız işler gerçekten çok etkileyici.  Umarım voleybola ve diğer branşlara olan ilgi sizin gibi kaliteli işler yapan mecralarla artar.

 

Röportaj: Nihal İnce

Hiç yorum yok