Aşkın Dede: Sporcuların genelde yaptıkları spor dallarına göre yaralanmaları da farklı olabilir.

 


1-Merhaba Aşkın Bey, bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

 

1995 yılında Hacette Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümünden mezun oldum, 1 yıl Londra’da bazı hastanelerde stajyerlik yaptım. Askerlik sonrasında Fenerbahçe Spor Kulübünde başladım ve 6 yıl orada çalıştım. Sonrasında Beşiktaş Futbol A Takımında göreve başladım ve 9 yıl orada çalıştım. Bu arada 4,5 yıl boyunca hem Beşiktaş Futbol A takımı hem de Türkiye A Milli Futbol Takımında görev aldım. Son 4 yıldır Darüşşafaka A basketbol Takımında görev yapmaktayım. Kulüplerde çalıştığım dönemlerde de 1997’de kurduğumuz Spotomed Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği’nde aktif olarak çalışmaya devam ettim.

 

2-Sporcular genellikle hangi sorunları yaşıyor?

 

Sporcuların genelde yaptıkları spor dallarına göre yaralanmaları da farklı olabilir. Her spor dalının kendine özgü yaralanması vardır. Genel olarak karşımıza daha çok adale ve tendon yaralanmaları, bağ yaralanmaları (çoğunlukla ön çapraz bağ ve iç yan bağ), kıkırdak yaralanmaları, menisküs yırtıkları, ayak bileği burkulmaları çıkıyor ve en çok darbeler ile karşılaşıyoruz.

 

3-Sporcuların en sık yaptığı, sakatlanmayla sonuçlanan, hatalar nelerdir? 

 

Sakatlanma riski oluşturacak risklerini sayacak olursak

 

·        Yetersiz ısınma:

Isınma yapılmadan antrenmana başlanılması sakatlık riskini artıran faktörler sıralamasında başı çeker. Yapılacak antrenman kassal da olsa kardiyovasküler de olsa ısınma muntazam biçimde yapılmalıdır.

 

·        Yetersiz dinlenme:

Özellikle yetersiz uyku, yaralanmaya sebep olan çok önemli bir unsurdur. Günde en az 7 saat uyunmalıdır.

 

·        Aşırı çalışma:

Dinlenme periyodunu iyi ayarlayamayıp, normal yapılması gereken antrenmandan fazla antrenman yapmak sporcuda sürantreneye neden olur bu da sakatlanma riskini arttırır.

 

·        Yetersiz beslenme:

Özellikle yetersiz protein ve karbonhidrat alınımı yaralanmaya davetiye çıkartır, kaslarda kontrol kaybına ve güçsüzlüğe neden olabilir. Yetersiz yağ alımı da karbonhidrat ve protein alımı kadar birincil derecede önem arz edebilir.

 

·        Kamp dönemi:

Yarışma sporu yapan profesyonel sporcular lig başlamadan önce yaklaşık 45 günlük kamp ve çalışma dönemi geçirirler. Bunun amacı bu dönemde sporcuyu hem mental olarak hazırlamak hem de fiziksel olarak vücudunu sezona hazır hale getirmektir. Kamp dönemini iyi geçirmeyen sporcuların sezon içerisinde daha fazla yaralanmaya maruz kaldığını görürüz. Bu yüzden bu dönemi en verimli düzeyde geçirmelerini sağlarız.

 

·        Spora özgü çalışma:

Her spor dalının kendine özgü çalışma temposu ve tekniği vardır, bu yüzden hem takımla beraber hem de sporcuya özel antrenmanlar planlayıp ona göre yapılmasını sağlamak gerekir.

 

·        Yanlış giyim:

Özellikle hatalı ayakkabı seçimi sanılanın ötesinde sakatlıklara yol açabilir. Örneğin basketbolcunun giydiği ayakkabı ile voleybolcunun ayakkabısı tamamen farklıdır. Ayakkabı seçimi ile beraber sporcunun basışında bir problem tespit edilirse kişiye özel tabanlık yapılması gerekir.

 

 

4-Kuşkusuz beslenmenin sporcuların sağlığı ve performansı üzerinde büyük bir tesiri var. Sporcuların beslenmelerinde nelere önem vermeleri gerektiğini düşünüyorsunuz?

Sporcuların uygun antrenmanlar eşliğinde uygun yaşam tarzı ile sağlıklı beslendiğinde performansı olumlu şekilde artar. Beslenme gereksinimleri yaşa, cinsiyete, kiloya, boya, yapılan spor dalına, sıklığına, fiziksel yeterliliğine, oynadığı alanına, rekabet düzeyine, çevreye, rekabetin süresine, maçlar arasında geçen süreye ve diğer birçok faktöre bağlı olarak belirlenir.

            SPORCULARIN BESİN KAYNAKLARI:

 

·        Proteinler

 Proteinlerin en önemli görevi, kas yapımı ve onarımıdır. Proteinleri süt ve süt ürünleri, et, yumurta, balık,  tavuk gibi hayvansal ürünlerden ve kurubaklagil gibi yiyeceklerden karşılanabilir. Antrenman süresince özellikle karbonhidrat depoları çok azaldığında, protein de enerji kaynağı olarak kullanılır, bundan dolayı sporcular için önemlidir. Protein, enerji olarak kullanılır ve yağ olarak depolanır.

                 

·        Karbonhidratlar

Sporcular için vazgeçilmez besin ögesi ve vücudun temel enerji kaynağıdır. 

Pilav, makarna, ekmek, sebze ve kurubaklagil gibi kompleks karbonhidrat kaynakları sporcuların beslenme programında mutlaka bulunmalıdır.

Karbonhidratlı beslenme sporcuların antrenman süresinde dayanıklılık sürelerini de artırır. Yetersiz karbonhidrat tüketilmesi, kaslarda yorgunluk ve performans düşüklüğüne neden olur. Bu yüzden günlük alınan enerjinin büyük kısmını karbonhidrat kaynakları oluşturur. Sporcularda günlük alınan enerjinin 60-65’i karbonhidrat kaynağı besinlerden gelmelidir.

 

·        Yağlar

Vücudun temel enerji kaynağıdır. Sporcularda günlük enerjinin %20-25’I yağlardan temin edilir. Vitamin ve mineraller, sporcuların artan enerji gereksinimini karşılayan, çeşitli yiyeceklerden oluşan bir diyettir, yeterli vitamin ve mineral de sağlar. Egzersiz şiddeti arttığında vücudun sodyum, potasyum,  kalsiyum ve demir depoları etkilenir. Sporcularda sinir iletimi, kas kasılması ve oksijen taşınmasında mineral kaynakları etkilidir. Sporcular için en önemli mineraller kalsiyum ve demirdir. Süt, yoğurt, peynir, yağlı tohumlar, kurubaklagiller ve yeşil yapraklı sebzeler kalsiyum kaynağı besinler arasındadır.

Demir minerali ise kaslara oksijen taşınmasında görevlidir. Enerji üretimi sırasında oksijene gereksinim vardır. Eğer kanda yetersiz demir minerali olursa sporcu çabuk yorulabilir.

                 

·        Sıvı

Egzersiz sırasında da sıvı tüketimi asla ihmal edilmemelidir.

Egzersiz esnasında vücut sıvı dengesini koruyan sporcuların performansının da daha yüksek olduğunu söyleyebilirim.

Vücuttan su kaybı (dehidrasyon) sporcunun performansını düşürebilir.

Vücut sıvı dengesinin korunması için sporcuların egzersizden 2-3 saat önce 400-600 ml sıvı tüketmeleri; egzersiz başlangıcında ve sonrasında 15-20 dakikada bir 150-350 ml su içmeleri önerilir. Spor öncesi yeterli sıvı tüketilmelidir. Böylece ısıya bağlı sıvı kaybı sonucu oluşabilecek hastalıkların önüne geçebiliriz.

 

ANTRENMAN SONRASI BESLENME

Antrenman sonrası doğru yiyecek ve içeceğin doğru zamanda tüketilmesi, kas hasarını azaltarak sporcuyu bir sonraki antrenmana hazır hale getirir ve daha hızlı toparlanmasını sağlar. Bu yüzden sporculara maçlardan sonra gerekli ve yeterli beslenmesini öneriyoruz.

 

5- Fenerbahçe, Beşiktaş gibi başarılı spor kulüpleriyle ve A Milli Futbol Takımı ile çalıştınız. Şu anda da yine önemli bir kulüp olan Darüşşafaka Basketbol A Takımı’nda çalışmaktasınız. Sporcularla çalışmaktan keyif alıyor musunuz?

 

Ben yaklaşık 22 yıldır bilfiil spor kulüplerinde ve sporcularla çalıştım. Çok zor günleri olmasıyla beraber yarışma sporu içerisinde olmak çok keyifli bir iş. Bu dönemde sayısız başarılarla ve başarısızlıklarla da karşılaştım. Beşiktaş A futbol Takımında çalışırken 2 defa lig şampiyonluğu, 1 defa Türkiye kupası ve Avrupa kupası maçlarında önemli galibiyetler elde ettik. A Milli Futbol Takımı ile önemli galibiyetler ve Fransa’da yapılan Avrupa şampiyonasına katıldık.  Darüşşafaka ile Eurocup Avrupa Şampiyonu olduk. Bütün bunları yaşarken takımın bir parçası olmak, takıma bir şeyler katarken başarıların yorgunluğunuzu ne kadar hafiflettiğini kelimelerle anlatmak zor.

 

6- Aynı zamanda fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi olan Sportomed’in kurucularındansınız. Sportomed ile nasıl bir fark yaratmak istediniz?

 

1998 yılında Fenerbahçe altyapı ve amatör branşlarda çalışmaya başladığımda meslek olarak çok tanınırlığımız yoktu. O dönemde sporcularda olan yaralanmalar sonrasında genelde yurtdışına tanı ve tedavi için çok sporcu gönderiliyordu. Sporcularla beraber çok defa ben de yurtdışına gittim, oradaki tedavi merkezlerini ve bu işi yapanları görme, tanıma şansım oldu. Biz de birkaç arkadaş yurtdışına sporcuları göndermeden neden burada tedavi etmeyelim diye düşündük ve Avrupa’daki sistemi Türkiye’de kurmaya karar verdik. 22 yıldır hem Avrupa Yakasında hem Anadolu Yakasında sportif rehabilitasyon, ortopedik rehabilitasyon ve bel-boyun problemlerine yönelik aktif ve profesyonel olarak hizmet vermekteyiz. 

 

7- Büyük sakatlıklar yaşayan sporcular kariyerlerine devam edebiliyorlar mı?

 

Meslek hayatım boyunca çok büyük yaralanmalarla karşılaştım. Kırıklar, ön çapraz bağ kopukları, ciddi kemik ödemleri, menisküs yırtıkları, ciddi kafa travmaları, ciddi adale yırtıkları, ciddi kıkırdak problemleri, bel problemleri, omuz çıkıkları bunlardan sayabileceğim bazıları. Yaşanan yaralanmaların bazıları maalesef cerrahi müdahale gerektiriyor, bazıları ise konservatif tedavi ile iyileşebiliyor. Burada önemli olan yaralanmaya doğru teşhisi koyup doğru tedaviyi yapmaktan geçiyor. Bazı ciddi yaralanmalar uzun süreli tedavi gerektirse de sonunda hepsini tekrar profesyonel spor hayatına geri döndürebiliyoruz. Bizim işimiz spora döndürdükten sonra da rutin kontroller ve bütün sezon boyunca koruyucu rehabilitasyon yaparak tedavilerine devam etmekten geçiyor.

 

 

 

8- Sakatlığı önlemek de en az tedavi kadar önemli. Sanırım çalıştığınız kulüplerde sporcuların sakatlık öncesi birçok sürecine de dâhilsiniz. Kulüplerle çalışma sürecinizde neler yapıyorsunuz?

 

Benim kulüplerdeki esas görevlerimden birisi yaralanmaları önlemek ve sporcu için doğru zamanlama yaparak yaralanma sonrasında takımla beraber çalışmaya başladığında tekrar aynı problemi yaşamasına engel olmak. Bunun için hemen hemen her kulüpte olduğu gibi sezon başlamadan önce genel sağlık kontrollerini tam teşekküllü hastanede yaptırıyoruz. Bunlar arasında tam kan ve idrar tahlilleri, dahiliye, kalp, ortopedi, göz, kulak burun boğaz, akciğer filmi ve sporcunun daha önce bir yaralanması varsa o bölgeye gerektiğinde MRI çektirip kontrollerini yapıyoruz.

Bu sağlık kontrolleri yanında bütün sporculara performans ve dayanıklılık testleri yapıp sporcunun özelinde bir eksiklik varsa sezon içerisinde takım çalışmasının yanı sıra sporcuya özel çalışma programları yapıp özel olarak sporcunun eksikliklerine yönelik çalışmalar yapıyoruz ki, bu da sporcunun sezon içerisinde yaralanmasını engeller.

 

9- Uzun yıllar müzik aleti çalan müzisyenler de sporculara benzer sorunlar yaşıyor mu? Ortaya çıkan sorunlardan kaçınmanın yolları nelerdir?

 

Bana sadece profesyonel sporcular gelmiyor. Bunun yanında amatör spor yapanlar, spor yapmayanlar, müzisyenler, sanatçılar, ofis çalışanları ve ev hanımları da geliyor. Bu kişilere en azından evde veya çalışma ortamında vücutlarını nasıl korumaları gerektiğini anlatıp basit egzersizler vererek aktif bir yaşam sürmelerini sağlamaya çalışıyoruz.  Müzik aleti çalmayı da bir nevi spor yapmak gibi düşünmek gerekir. Bu kişiler müzik aleti çalarken aynı hareketi defalarca yapmak durumunda kalıyor, tabi ki aynı hareketi gün içerisinde defalarca yapmak kullanılan bölgenin aşırı yorulup zorlanmasına neden olur. Bu kişilere genelde çaldığı müzik aletine göre vücudunu nasıl kullanması gerektiği, ne tür egzersiz ve germe hareketleri yaparak çalmaya başlaması gerektiği konusunda eğitim veriyoruz.

 

10- İnternette sporla ilgili içeriklerin yaygınlaşmasıyla evde spor yaygınlaştı. Bu konuda dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

 

Günümüz şartlarında artan iş yükü nedeni ile spor yapamayan insan sayısı oldukça fazla. Bu yüzden spor yapamayanlara en azından evde kendi imkanları dahilinde egzersiz yapmalarını öneriyoruz. Öncesinde muhakkak bir uzman kontrolünden geçilmesi ve sağlık kontrollerinin yapılması gereklidir.

 

Evde spor yaparken dikkat etmemiz gereken bazı hususlar var:

 

·        Alışma dönemi:

Daha önce hiç spor yapmamış bir kişinin yavaş tempo ile başlayıp vücudunu zorlamadan yapması gerekir.

·        Isınma:

Evde veya spor salonunda olması fark etmez muhakkak spora başlamadan önce ısınma hareketleri yapmak gerekir. Isınma hareketleri yapmak yaralanmaların önüne geçecek ve spor yaparken performansınızın artmasını sağlayacaktır.

·        Yaş:

Daha ileri yaşlardaki kişilerin kalp krizi riskine karşı spordan en az 2 saat önce yemek yemiş olmaları gerekir.

·        Sıvı:

Spor yaparken su kaybının olması performansı da düşürdüğü için vücudun kaybettiği suyu geri kazanabilmesi gerekir. Yaklaşık 1-1.5 litre su alımı ihtiyacı karşılayacaktır.

Besin:

Egzersiz sonrasında kaslardaki karbonhidrat miktarı azalacağı için sonrasında küçük miktarlarda karbonhidrat takviyesi yapmak gerekir. Örneğin 2 tane muz yenilebilir.

·        Kıyafet:

Evde de spor yapsak uygun ve rahat kıyafet seçimi yapmamız gerekir.

·        Omurga rahatsızlıkları:

Omurgasında lordoz veya skolyoz rahatsızlığı olanların spor yaparken daha dikkatli olması gerekir ve öncesinde omurga uzmanından tavsiye almaları gerekir.

 

11-      Sporda Manşet Dergisi’ni takip ediyor musunuz? Görüş ve önerileriniz nelerdir?

Uzun yıllardır sporun içinde bulunan bir kişi olarak Sporda Manşet Dergisi’ni takip etmemem mümkün değil, birçok spor ve haber kanalını takip ettiğim gibi derginizi de düzenli takip edenler arasında beni de sayabilirsiniz.

 Röportaj: Nihal İnce

Hiç yorum yok