MODERN FUTBOLUN KAYBETTİRDİKLERİ
MODERN FUTBOLUN
KAYBETTİRDİKLERİ
İlhan Mansız çalımı, Marseille Roulette yani Zidane çalımı, Cruyff dönüşü ve daha
niceleri. Hepsi geçmişi hatırlatan nostaljik hareketler artık. Son yıllarda yeni
çalımların üretilmesi bir yana bu çalımlar bile neredeyse sahalarda kendini
göstermiyor. Peki neden yoklar? Niye bizi terk ettiler? Ya da biz mi onları
terk ettik? Futbol teknoloji ile birlikte gelişiyor, futbol için daha iyi
imkanlar sunuluyor, futbola akan paranın katkısı müthiş(!). Gerçekten öyle mi? Modernliğin
futbola yerleşmesi, endüstriyelleşme, profesyonelleşme ismine ne derseniz deyin
hepsi aynı kapıya çıkıyor, hepsi aynı şeye sebebiyet veriyor: Futbolun ruhunun,
onu özel kılan şeyin yavaş yavaş ölmesine… Peki onu özel kılan şey nedir?
Futbol ile az çok
ilgiliyseniz mutlaka “eski tip 10 numaralar kalmadı artık.” Cümlesini en az bir kere duymuşsunuzdur. Bu cümlenin altında
günümüzdeki futbolun değişimini anlatan bir anlamı da vardır aslında. Herkes
her zaman bir yarışma içerisine girdiğinde doğal olarak kazanmayı ister ama
dünya futbolunun yaşadığı endüstriyelleşme kazanmayı isteme durumunu kazanmak
zorunda olma durumuna dönüştürdü. Artık kulüpler, kulüplerin başındaki insanlar
‘’Futbolu nasıl güzelleştirebilirim?’’ diye düşünmüyor ‘’Kazanmalıyım ve
yatırdığım parayı başarılarım ile çıkarmalıyım.’’ şeklinde düşünüyor. Doğal
olarak böyle bir ortamda ne teknik direktörler ne futbolcular futbolu
güzelleştirmeye odaklanamıyor. Çünkü başarısız olmaları durumunda
kaybedecekleri rakamlar bu işteki prestijlerini kaybetmeleri durumunda başka
bir işte asla bulamayacakları çok yüksek rakamlar. Sadece 10-15 yılda futbol
sektörü o kadar büyüdü ki futbolculara ödenen para çığırından çıktı. Artık
büyük kulüpler küçük çaplı devlet ekonomileri yönetmeye, futbolcular onlarca
milyon avro kazanmaya başladılar. İvmeli bir şekilde her yıl artan rakamlar
sektör içerisindeki herkesin risk almasına engel oldu. Günümüzde göze hoş gelen
futbol oynatan teknik direktörler olarak aklımıza kazınmış hocalar bile
maalesef geçmiş zamanlardaki futbolun yarısı kadar estetik bir futbol
oynatamıyor. Artık ilgimizi çeken futbolcular müthiş çalımlar atan, müthiş
estetik oyunlar ortaya sunan futbolcular değil, yeni jenerasyondan gelen harika
futbolcuları düşünün Mbappe, Rashford, Haaland… Say say bitmez. Bu oyuncuları
özel kılan kusursuz tekniği, sunduğu estetik değil; sürekli tekrarlanıp zihne
kazınması gereken birtakım hareketler karması ve müthiş denilebilecek bir
hız-fizik uyum becerisi. ’Nerede mutlu olduysanız, kafanızı oraya
çevirirsiniz.’’ Bizi futbolda mutlu eden şey futbolun içinde estetiğin ve özgünlüğün
olduğu dönemlerdi ve bu yüzden aklımız sürekli orada, kafamız sürekli o tarafa çevrilmiş
vaziyette. Buna açız evet ama aç olmamıza rağmen yemek veren kimse yok. Çünkü
biz et istiyoruz lakin futbol endüstrisini yönetenler vegan, aynı kümenin
içinde bulunmamız imkânsız. Biz futbolun estetik yanları ile büyüleniyoruz
onlar ise kazanma mecburiyetinin verdiği endişe ile yaşıyorlar ve
yönetenler-seyredenler olarak bir daha kesişmesi mümkün olmayan bir noktaya
gidiyoruz.
Kazanmayı istemek
yanlış mı? Tabii ki değil! Kazanmak dünyadaki en güzel hislerden biri. Fakat
bir toplumun eğlenmesini sağlayan oyunun içindeki oyuncuların kazanmaya mecbur
bırakılması o oyundaki yaşanabilecek olasılıkları kısıtlar, eğlenmenizi
engeller. Olasılıkları kısıtlamak o oyunu tahmin edilebilir yapar ve futbolu
özel kılan şey tahmin edilemez oluşudur. Bir sanatçı ile çalıştığınızı düşünün.
Ondan 3 hafta içerisinde iyi bir sanat eseri ortaya çıkarmasını ister ve
kafasını bunu başaramaması durumunda yaşanabilecek olumsuz olaylar ile
doldurursanız ondan ne kadar verim alabilirsiniz ki? Sanatçı size en iyi
eserini sunmaktansa garanti olana gidecek ve sizin başarı olarak
nitelendirdiğiniz şeye yönelecektir. Özgün hatta belki de ilk defa yapılacak
bir şeyi yapmasına bu ‘başarı’ şartı engel olacaktır. Sanatçı talep ettiğiniz
ezber başarıyı size kazandıracaktır. Fakat hiçbir zaman özel ve yaratıcı yönünü
eserlerinde insanlara yansıtamayacak ve sanata yenilikler getiremeyecek, ruhunu
katamayacaktır. Futbol bir sanattır ve biz her geçen gün daha fazla
sanatçılarımızı belli kalıplara mecbur bırakıyoruz. Futbolu tahmin edilebilir
yapıyor, onu öldürüyoruz…
Yorum Yap