Cezayir’in Ruhu, Marsilya’nın Sokakları, Madrid’in Efsanesi: Zinedine Zidane
Cezayir’in Ruhu,
Marsilya’nın Sokakları, Madrid’in Efsanesi: Zidane
Futbol ile az buçuk
ilgili kişilerin hemen yakından tanıyacağı efsanelerin başında gelir Zinedine
Zidane… Diğer ismi Yezid olan Zidane, Fransa’nın ulusal kahramanlarından bir
tanesidir şüphesiz. 2004 yılında Pele tarafından hazırlanmış en iyi futbolcular
listesinde kendisine yer bulması, FIFA tarafından üç kez yılın futbolcusu
seçilmesi, iki kez dünya tarihinin en iyi Fransız futbolcusu seçilmesi
kariyerini gösterir niteliktedir. 1998, 2000 ve son olarak 2003 yılında aldığı
en iyi futbolcu ödülüyle Ronaldo’nun hemen arkasında geliyor. 1998 Ballon d’or
ödülü ise en sevindiği ödül olarak tarihteki yerini almış durumda.
Cezayir’in Çocuğu Fransa
Sokaklarında
Zizou lakabıyla tanınan
Zidane, Marsilya’da doğmuş ve büyümüştür. Ancak anne-babası Cezayirli olurken
ev hayatında da buna dair kültür kendisini her zaman göstermiştir. Noureddine,
Farid ve Djamel isimlerinde üç erkek kardeşe ve evin prensesi konumundaki Lila
adındaki kız kardeşe sahip olmanın ayrıcalığını hem yaşamıştır. Çocukluğundan
beri mahalle takımlarında oynayan Zizou sonrasında 14 yaşında SO Septemes les
Vallons takımıyla staja katılır. Üç günlük libero pozisyonundaki performansı
dikkatleri çeker. Özellikle soğuk kanlı olması, topu ayağında rahat hareket
ettirmesi, çalım atma becerisi hızlı yükselmesini sağlayacaktır. Cannes
kulübüne çağrılırken hızlı bir şekilde Ligue 1 mücadelesinin içinde bulur
kendisini. İlk maçında karşısında Didier Deschamps ve Marcel Desailly gibi
efsaneler olacaktır. 20 Mayıs 1989 gününü bu yönüyle unutulmaz kabul eder. 1992
yılında Bordeaux ile sözleşme imzalarken şeytan üçgeni de burada kurulur.
Dugarry, Lizarazu ve Zidane artık tüm Fransız futbolseverler için takip edilen
üçlü haline gelir. İlk sezonda 10 gol atması da dikkatleri çekmesini kaçınılmaz
kılar.
Juventus ve Sonrasında
Real Madrid Efsaneliğine
1996 yılında Juventus ile
anlaşırken hayranlık duyduğu efsane Deschamps ile takım arkadaşı olur. Teknik
direktör Marcello Lippi’nin tüm isteklerini yerine getirir. Ancak ilk aylarda
istediği performansa ulaşamadı. Ancak sonrasında uzun yıllar hizmet edeceği
İtalyan kulübünde şampiyonluklar gelmeye başladı. UEFA Süper Kupa ve
Kıtalaararası Kupa 1996 yılında Zidane’ın elinde yükseldi. 1997 ve 1998
yıllarında ise arka arkaya iki kez Şampiyonlar Ligi finallerinde kaybeden
takımda olmak oldukça üzücüydü. 2001 yılında 77 Milyon Euro bedelle İspanya’nın
Real Madrid takımına efsane olmaya gitti. Temmuz 2001’de başlayan serüvende
300’e yakın maça çıktı. 2002 UEFA Şampiyonlar Ligi, UEFA Süper Kupası,
Kıtalararası Kupası kazanıldı.
Zidane Duruşu
Golleri ya da ortaya
koyduğu performanslardan ziyade duruşuyla efsane olmuş bir futbolcudur Zidane.
Halihazırda herkesin bilmeye devam ettiği “Zidane duruşu” asla pes etmeme
anlayışına dayanır. Her ne kadar Real Madrid efsanesi olsa da ezeli rakip
Barcelona taraftarlarınca dahi sevilmesi de Zidane duruşu ile açıklanabilir.
Figo, Ronaldo, Beckham, Roberto Carlos gibi yıldızlarla birlikte efsane kadroyu
oluşturan Zidane, futbolu bildiğini de akıllarda kalan pozisyonlarla
göstermiştir. Eşsiz panenka penaltıları ve soğukkanlı çalımlarıyla halen
hafızalarda olmaya devam ediyor. Top kontrolünde sihir yaptığını söyleyenlerin
bile sayısı az değildir.
Şimdilerde Zidane
Tarihe geçecek bir başarı
kazandırdıktan sonra Real Madrid hocalığından ayrılan Zidane, “yuvam” dediği
mabedine geri döndü. Bir kez daha Barcelona ile mücadele edecek gücü getirirken
ortaya koyduğu ruh ise görülmeye değer durumda. Her zaman sorulan “büyük
futbolcudan büyük teknik direktör olur mu” sorusuna da en iyi olumlu yanıtı
verenlerin başında geliyor kuşkusuz. Ayrıca bir Maldini ailesi de çıkıyor gibi.
Çünkü en büyük oğlu Enzo, kariyerinde harikalar yaratacak gibi. Küçük oğlu
Lucas ise alt yaşlarda Fransa’nın kalesini korumaya devam ediyor. Eğer kader
şaşırtıcı yönünü göstermez ise küçük Zidane’lar birkaç yıl içerisinde tekrar
“Zidane duruşu” gösterebilir bizlere…
Muhammed Murat
Yorum Yap