Rejenerasyon
Rejenerasyon
Rejenerasyon
•
Rejenerasyon; Sporcunun antrenman veya müsabaka sonrası ortaya çıkan kayıplarının
giderilmesi sürecine denir.
•
Son yıllarda, ağır antrenman veya müsabaka sonrası sporcunun bir sonraki performansı
için toparlanmasının ( rejenerasyon ) önemi şiddetle artmıştır. Toparlanmanın
mümkün olduğunca çabuk ve üst düzeyde olması sporcunun ve/veya takımın başarısı
için büyük önem taşır.
•
Futbol dışındaki spor dallarında atletizm veya tenis gibi; sporcu gün içerisinde
iki kez performans sergilemek zorunda olabileceği için toparlanma daha da önem
kazanır.
•
Haftada bir maç oynayan sporcuların bile, mümkün olduğunca kısa sürede ve tam
olarak toparlanabilmesi, hafta boyunca antrenmanlarda efektif olarak maça
hazırlanması bakımından çok önemlidir. Bu sebepten dolayı antrenör ve kondisyon
ekibinin, yoğun performans sonrası kalan zamanı, toparlanma adına doğru
programlaması şarttır.
PERFORMANS
SONRASI SPORCUNUN GENEL DURUMU, MÜSABAKA SONRASI KAYIPLAR NELERDİR?
Sporcu
antrenman veya müsabaka sonrası harcadığı üst düzey efor sonucu ciddi kayıplara
uğramıştır.
•
Oksijen Borcu,
•
Laktik asit düzeyinde artış,
•
Enerji depolarında kayıp,
•
Su ve elektrolit kaybı,
•
Protein ve yağ kaybı,
•
DOMS,
•
Psikolojik durumu
Bu
kayıpların hepsinin, bir sonraki antrenman veya müsabakaya kadar, en hızlı şekilde
toparlanması oldukça önemlidir.
REJENERASYONUN ANA HEDEFLERİ
Bütün
bu konuştuklarımız sonraki müsabaka için en kısa sürede
*PERFORMANSI
MAKSİMİZE ETMEK,
*SAKATLANMA
RİSKİNİ MİNİMUMA İNDİRMEKTİR.
BAŞARILI BİR REJENERASYONUN SAĞLANMASI
*SOĞUMA
VEYA AKTİF TOPARLANMA,
*SU
İÇİ KOŞULAR,
*DİĞER
SU İÇİ TEKNİKLER
*MASAJ
*YAŞAM
TARZI FAKTÖRLERİ KULLANILMASI
*BESLENME
1-
Warm-down (Soğuma)
Sporcu
yoğun performans sonrası soğuma periyodunu (warm-down) uygulamak durumundadır. Aktif
toparlanmanın laktik asidin uzaklaştırılması bakımından önemini biliyoruz. Sporcu
aynı gün içerisinde performans sergilemek durumunda ise warm – down daha da
önem taşımaktadır. Durum böyleyken biz de saha çalışmaları içerisinde bu
tekniği en iyi şekilde uygulamak zorunda olduğumuzun bilincinde olmalıyız. Antrenmanın
şiddetine göre genellikle 5-15 dakika kadar düz koşu (%50-60 maxVO2)
yaptırılır. Daha sonra kullanılmış kas grupları dikkate alınarak Stretching
egzersizleri tatbik ettirilir.
•
Dawson ve arkadaşları yaptıkları araştırmada aynı gün ve sonraki gün yapılan
toparlanma egzersizleri arasında anlamlı bir fark olmadığını göstermişlerdir.
(Bu
çalışma Avustralya futbol maçı sonrası 25 dakikalık havuz egzersizi uygulanarak
yapılmıştır).
2-
SU İÇİ KOŞULAR
•
Derin su koşusu; özel bir havuz içerisinde koşmak olarak açıklanabilir. Bu teknik
alt ekstremite rehabilitasyonunda da kullanılmakta olup, overuse yaralanma
riskini azaltır. Reilly, üç gün artarda yapılan bu çalışmayla kastaki
yorgunluğun hızla azaldığını, kas kuvveti restorasyonunun hızlandığını
göstermiştir.
Bu teknik ağır yapılan bir antrenman
sonrası ya da bir sonraki gün yenilenme programı içerisinde kullanılabilir.
3-
DİĞER SU İÇİ TEKNİKLER
•
Buzlu su banyosu,
•
Buz masajı,
•
Kontrast banyo,
•
Whirlpool,
•
Spa uygulamalarının pozitif etkisini kanıtlamakta başarısız olmuşlardır.
Birinci
teknik 2-10 santigrad derecelik buz banyoları kullanmaktır. 1dk suyun içinde, 1
dk. suyun dışında beklemek sık kullanılan yöntemdir. Bu iki veya üç kez tekrarlanır.
İkinci
kullanılan teknik, kontrast banyolardır. Ilık ve soğuk banyolar hazırlanır. 1’er
dakika her ikisi uygulanır, 3-4 kez tekrarlanır.
•
Bu uygulamaların kas ve yumuşak dokular üzerinde fizyolojik etkileri olduğu
gibi gerginliğin azalmasıyla sağlanan olumlu psikolojik etkileri de vardır.
•
Sonuç olarak bu tekniklerin tamamı rejenerasyon içerisinde kullanılmakla beraber,
çok fazla bilimsel kanıt yoktur. Fakat olumlu yönde plasebo etkileri vardır.
CRYOTHERAPY
•
Doku ısısını azaltarak yüzeysel kan damarlarında vazokontriksiyon yapar.
•
Damarsal etkilerinin yanı sıra kas iskelet sisteminde travmayla oluşan ödemi ve
enflamasyonu azaltır,
•
Oksijen ihtiyacını azaltır,
•
Yaralanmış dokudaki adale spazmını giderir
•
Sinir iletim hızındaki yavaşlama yoluyla ağrı hissini azaltır.
4-
MASAJ
•
Yoğun antrenman, istirahat ve kasılma fazlarının her ikisinde de kas tonusunun
uzun süreli artmasına sebep olur. Bu genelde sporcu tarafından adale sertliği
olarak hissedilir. Ve bu adale sertliği hücresel alışverişi bozarak
toparlanmayı yavaşlatır.
•
Asimetrik oluşan kas gerginlikleri biyomekanik anormalliklere sebep olabilir.
•
Kas tonusunun artması, kasın uzaya bilirlik kapasitesini limitlerken, kas yaralanmalarına
zemin hazırlar.
•
Ağır antrenmanla oluşan yorgunluk proprioseptif mekanizmaları bozar ve trigger
nosiseptörleri uyarır.
•
Yoğun antrenman ayrıca yetersiz iyileşmiş yumuşak doku lezyonlarının irritasyonuna
sebep olur. Bu lezyonların mikro travmalarla tekrarlanması kasın fonksiyon ve
esnekliğini bozar.
•
Crosslinklerin oluşumu sebebiyle fasia dokusunun esnekliği azalır. Ağır antrenmanla
oluşan trigger noktalar kas gücünün azalmasına sebep olur.
•
Yumuşak doku masajı, aşırı egzersiz sonrası oluşan
•
Kas tonusunu azaltır,
•
Yorgunluğa bağlı azalmış olan eklem ROM’unu arttırır,
•
Dolaşımı, zarar görmüş dokudaki beslenmeyi arttırır,
•
Trigger noktalarının aktivasyonunu azaltır.
•
Masaj terapisti tarafından yapılan düzenli yumuşak doku masajı,
•
Herhangi bir yumuşak doku anomalisini ve kasın toparlanmış olup olmadığını
anlamak için fırsat verir.
•
Yumuşak doku masajının toparlanma hızının artmasındaki etkisi az da olsa kanıtlanmış
olmamakla beraber psikolojik pozitif etkisi kolaylıkla görülebilir.
•
Aktif toparlanma ve yumuşak doku masajının birlikte yapılması ayrı ayrı yapılmalarından
ve pozitif toparlanmadan daha etkilidir
5-
YAŞAM TARZI FAKTÖRLERİ
Uyku,
istirahat, alkol alımı, sigara vb.
Bu
alanda az çalışma yapılmasına rağmen yeterli uyku ve dinlenmenin rejenerasyonda
önemli rolü vardır. Az uykunun bir sonraki gün olan antrenmandaki performansı
engellediği, sakatlığa yol açabildiği bilinmektedir. Maç sonrası alkol almanın
sigara kullanımının da yenilenmede negatif etkisi olduğu, alkolün kas glikojen
depolarını bozduğu sigara vb. alışkanlığının dokuların oksijenlenmesini olumsuz
yönde etkilediği bilinmektedir.
6-
BESLENME
Boşalmış
karbonhidrat depolarının, su ve elektrolit, protein kaybının düzeltilmesi adına
sporcunun özel bir diyete tabi olması gerekmektedir.
•
Futbol, yüksek şiddetteki egzersizlerin ve dayanıklılığın bir arada olduğu bir
spor dalıdır. Kas ve karaciğerdeki, karbonhidrat depoları temel enerji kaynağı
olarak kullanılır. Bu yüzden performans sonrası yetersiz karbonhidrat alımı
sonucu glikojen depolarındaki azalma, sporcularda yorgunluk, halsizlik,
isteksizlik, ani kilo kaybı ve sürantrene durumlarına neden olabilmektedir.
•
Ayrıca düşük karbonhidrat depoları ile antrenmanlara ve maçlara devam etmeye
çalışmak, sakatlık ve yaralanma risklerinde de artışlara neden olmaktadır.
•
Kamp ve turnuvalarda toparlanma için gerekli sürenin çok yetersiz olması nedeniyle,
yapılan antrenman veya maç sonrasındaki karbonhidrat tüketimine başlama zamanı
ve karbonhidratların miktarı önem kazanmaktadır.
•
Egzersiz sonrasındaki ilk 30 dakika ve 2 saatlik süre karbonhidrat depolarının
yerine konulması açısından önemlidir. İlk 30 dakikada 1 gram/kg, Yarım saatten
sonraki 1.5 saatte de ağırlık başına 1.5 gram karbonhidrat tüketilmelidir.
•
Bir sonraki antrenman veya maça kadar olan süreçte ise karbonhidrat alımı artırılmalı,
24 saat içerisinde ağırlık başına 8-10 grama çıkarılmalıdır.
REHİDRATASYON
•
Egzersizin ardından sıvı dengesinin yeniden sağlanması yenilenme sürecinin
önemli bir bölümünü oluşturur ve sıcak, rutubetli koşullarda bu daha da
önemlidir.
•
Sporcular egzersizden önce ve sonra kendilerini tartmalı ve ağırlık kayıplarını
su ile gidermelidir.
•
En önemli nokta ise; ter kayıpları yüksek olduğu zaman toplam sodyum kaybının
da genellikle yüksek olmasıdır ki rehidratasyonda sporcu yalnızca düz su
alımını tercih ederse hiponatremi gibi ciddi problemlere yol açacaktır.
•
Bu sebeple yüksek elektrolit içeriğine sahip sıvı tüketimi önerilmelidir ve duruma
göre tuz tabletleri de alınabilir.
REJENERASYONDA
PSİKOLOJİNİN ROLÜ
•
Psikolojik faktörler, rejenerasyonun regulasyonunu sağlayan sinir sisteminin
çalışmasında etkilidir.
•
Sinir sisteminin toparlanması yetersiz kalırsa sporcu sempatik olarak uyarılmış
durumda kalabilir.
•
Bu durum kendisini sporcuda dinlenirken kalp atışının hızlı olması, kas yorgunluğu
ve tükenme derecesinde genel yorgunluk olarak gösterebilir.
•
Bu psikolojik durum depresyon ile paralellik gösterir.
Egzersizin
otonom sinir sistemi üzerindeki etkisi
•
Sempatik sinir sistemi adrenalin hücumu, taşikardi, kalp çarpıntısı ve bronkodilatasyon
gibi tepkileri kontrol eder.
•
Bu arada kaslardaki kan akışını attırmak üzere gastrointestinal organlardan kan
çekilip alınır. Kan glikozunu sağlamak için karaciğer glikojen stokları harcanır.
•
Egzersizin ardından kasların gevşemesini ve vücut glikojen stoklarının yenilenmesini
sağlamak için bu etkiyi tersine çevirmek gerekir.
Rafet Fatih ÇAKMAK
Beden
Eğitimi Öğretmeni
Yorum Yap