ALMANYA’DAKİ TÜRKLER DAHA MI YETENEKLİ?
Türkiye A Millî Futbol Takımımızın son yıllardaki yeni jenerasyonunun kalitesi hepimize büyük bir umut kaynağı oldu. Bugün baktığımızda, çok önemli takımlarda kariyerlerini sürdüren, özel futbolculardan kurulu bir millî takıma sahibiz.
Ancak hepimizin bildiği ve fark ettiği bir gerçek var ki, bu durum önümüze kocaman bir soru işareti çıkarıyor: Bu çocukların yarıdan fazlası Türkiye'de yetişmemiş, başta Almanya olmak üzere Avrupa'da altyapı eğitimlerini almış Türk futbolcular.
Peki, Almanya'daki Türkler saf yetenek olarak Türkiye'dekilerden daha mı yetenekli? Tabii ki hayır! Gelin, Türk futbolunun neden bu durumda olduğunu, sistemdeki eksiklikleri birlikte analiz edelim.
1. Yöneticiler: Spor Uzmanlığı Yerine İş Adamları
Spor yöneticiliği, başlı başına lisans ve uzmanlık gerektiren özel bir alandır. Fakat futbol kulüplerinin başındaki kişiler genellikle bu altyapıdan gelmeyip, çoğunlukla iş adamıdır. Ekiplerinde spor yöneticisi olan değerli isimleri genel olarak çalıştırmazlar. Çalıştırsalar bile, baştaki başkanlar kendi bildiklerini yaparlar.
Temel amaçları, kendi bilinirliklerini artırmak ve en hızlı şekilde başarıya ulaşmaktır. Sabırla, planla, bilgiyle ve sistemle hareket edilmediği için başarı asla kalıcı olmaz. Hatta bu yönetim anlayışı, birçok Anadolu kulübümüzün başına gelen iflas sorunlarına yol açar. Her iş alanında olduğu gibi, futbolda da konusunda uzman insanların yönetici olması gerekir ki, kalıcı başarı gelebilsin.
2. Antrenörler: Donanım ve Vizyon Eksikliği
Almanya ve Türkiye'deki Türk nüfusu düşünüldüğünde, Almanya'nın bu kadar yüksek oranla yetenekli Türk futbolcular çıkarıyor olması bir şans değil; sistemli bir çalışmanın sonucudur. Bu başarı; federasyon bazında planlı ve sistemli ilerlemelerine, sonuna kadar uyulan kurallar bütününe sahip olmalarına ve en önemlisi de bu çocukları yetiştiren antrenörlerin donanımlı olmalarına bağlıdır.
Bizde antrenörlerin büyük bölümü maalesef komik kazançlar elde ederken, kendileri de yeterli donanıma ve vizyona sahip değildir. Bir yerde donanımlı, vizyoner, potansiyeli görebilecek ve doğru şekilde eğitecek antrenörler olsa, o altyapıdan mutlaka genç yetenekler fazlasıyla çıkacaktır.
3. Liyakatsizlik: Torpil ve Kaybolan Yetenekler
Ülkemizin en büyük sorunu olan liyakat eksikliği, doğal olarak futbol sektöründe de kendini göstermektedir. Birinin yakını olan veya eski bir futbolcunun yeğeni olanlar her zaman kulüplere daha rahat girebilmektedir.
Çoğu zaman ciddi potansiyel barındıran çocukların kulüplerin kapısından dönmek zorunda kaldığı ve bir süre sonra kaybolup gittiği yadsınamaz bir gerçektir. Keşke torpilin olmadığı, düzenin olduğu ve hakkın gözetildiği bir ülke olsak da bu tip sorunlarla karşılaşmasak. Ancak maalesef, bu durum Türk futbolunun en büyük handikaplarından biridir.
4. Bütçeler: Altyapıya Verilen Değer
Futbol sektörü, milyar dolarların döndüğü ve dünyada en çok takip edilen büyük bir endüstridir. Futbol Federasyonumuz da devlet bütçesinden en büyük payı alan spor branşı durumundadır. Peki, bu bütçeler doğru, planlı ve akıllı şekillerde mi kullanılıyor?
Altyapılar ve altyapı antrenörlerine maddi ve manevi anlamda ne kadar değer veriliyor? Kulüplere verilen bütçeler nasıl kullanılıyor? Kulüp gelirlerinin dağılımı üzerine bir istatistik çıkarılsa, eminiz ki altyapı ve eğitim giderleri, harcama kalemleri arasında en düşük seviyede yer alacaktır.
5. Sporcuların Yanlış Öncelikleri: Şöhret ve Para
Türk gençlerinin futbolu meslek olarak seçmek istemelerinin en popüler amacı genellikle şöhret ve paradır. Bu nedenle, futbolcu olup bu hedeflere ulaştıklarında, asıl işin sonrasında başladığını bilmezler.
Birçok "geleceğin yıldızı" olarak lanse edilen çocuğun kaybolup gittiğini biliyoruz. Başarıyı sürdürmek, şöhreti ve parayı yönetmek gibi kavramlar, tamamen mental olarak buna hazır olmayı gerektirir. Ülkemizde bu eğitim tam anlamıyla verilmediği için çocuklar sadece teknik futbol eğitimi alıp, şansları varsa bir yerlere geliyor ya da gelişemeden kaybolup gidiyor.
Örneğin, dünyanın en meşhur futbol okullarından biri olan Barcelona - La Masia, futbol eğitimlerinin yanında, en az onun kadar süre ayırdıkları kişilik ve karakter gelişimi eğitimleri de vermektedir. Çünkü gerçekten başarılı bir yıldız futbolcu olmanın kuralı; sadece saf yetenek, atletik beceriler ve teknik bilgi değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal becerilerin de gelişmiş olmasını gerektirir.
Yazan: Yalçın Şişman

Elinize sağlık harika bir yazı olmuş
YanıtlaSil